İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde Balık Temizleme Aleti Bulundu
İzmir’deki arkeolojik kazılarda, balıkların pullarını temizlemek için yapılmış ve balık şeklinde 8.000 yıllık kemik alet bulundu.
İzmir’de, Yeşilova ve Yassıtepe höyüklerinde devam eden kazılarda, balıkların pullarını temizlemek için yapılmış balık şeklinde alet bulundu. Kemikten yapılmış alet ve yaklaşık 15 cm boyutlarında olan aletin üzerine, balığın pulları ve kuyruğu gibi detaylar işlenmiş.
Aletin üzerinde yoğun kullanımdan dolayı çizikler olduğunu belirten Yeşilova Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, “Balığın pullarına ve kuyruğuna kadar çeşitli detayların işlendiği ilginç bir alet. Batı Anadolu’da, Ege Bölgesi’nde buna benzer bir örneği görmedik. 8.000 yıl önce yaşamış ilk Egelilere ve İzmirlilere ait günlük bir alet.” diyor
Ege’deki ilk yerleşik toplulukların deniz ve deniz ürünleriyle yakın bir ilişki içinde oldukları biliniyor. Kazı başkanı Derin, bu toplulukların balık ve midye gibi deniz canlılarını tükettiklerini söylüyor. Kazılarda bulunan çipura, denizkestanesi, istiridye ve midye gibi yiyecek kalıntıları da bu görüşü destekliyor.
“Buluntumuz da denizle suyla ve balıkla ilgili. O dönemin insanları balık temizlemek için çeşitli aletler kullanmıştı. Biz de o döneme ait böyle bir alet bulduk. Balık temizlemek için kullanılan, kemikten yapılmış ve balık şeklinde bir spatula bu. Üzerinde balık pullarını temizlerken oluşan izleri görebiliyoruz.”
15 cm boyundaki spatulanın, büyükbaş ya da küçükbaş hayvan kemiğinden yapılmış olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca bu alet, İzmir’de yaşamış ilk yerleşik toplulukların günlük işlerde kullandıkları basit bir aleti bile yaşam biçimlerine uygun tarzda dekore ettiklerini gösteriyor.
İzmir’de 8.000 Yıllık Balık Ağı Ağırlıkları Bulundu
İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde yürütülen kazılarda, balıkçıların 8.000 yıl önce ağlarının ucuna bağladıkları ağırlıklar bulundu.
Yeşilova Höyüğü’nde 8.000 yıl önceki balıkçıların, bu ağırlıkları bağlayarak daha fazla balık tutmak için teknik geliştirdikleri anlaşıldı.
Höyükte yürütülen kazılarda, 40 adet taştan yapılmış balık ağı ağırlığı bulundu. Bu ağırlıkların, üzerine atılan çentiklerle ağlara bağlandığı tespit edildi.
Yeşilova Höyüğü Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin, bulguların dönemin beslenme ve ekonomik faaliyetlerine dair önemli bilgiler verdiğini söylüyor.
“Elde ettiğimiz bulgular ile ilk İzmirlilerin, çevrelerindeki derelerde ya da dereler yardımıyla denize ulaşılan sığ kıyılarda ağ atarak balıkçılık yaptığını söyleyebiliriz. Bugüne kadar Yeşilova Höyüğü’nde ele geçen vatoz, çipura gibi büyük balık kemikleri de bunun bir kanıtı.”
Balıkçıların, 8.000 yıl önce, ağlarının ucuna ağırlık bağlayarak daha fazla balık tutmak için teknik geliştirdiklerinin anlaşıldığınıbelirten Doç. Dr. Derin, o dönemde Bornova’da yaşayan insanların, tarım ve hayvancılık yapmalarının yanı sıra balıkçı bir toplum oldukları yönündeki tezlerin de güçlendiğini söylüyor.
Yeşilova Höyüğü İzmir’in içindeki bilinen en eski yerleşim alanı olma özelliğini taşıyor.
İzmir’de 8.000 Yıllık Güneş Mührü Ortaya Çıktı
İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde sürdürülen kazılarda, yaklaşık 8.000 yıllık 7 santimetre çapında, dönemin yöneticileri tarafından kullanılan “güneş mührü” ortaya çıktı.
İzmir’in bilinen en eski yerleşim alanı olduğu tespit edilen Yeşilova Höyüğü’nde, 2005’te başlayan arkeolojik kazılar, yeni buluntularla tarihe ışık tutuyor. O yıldan beri sürdürülen kazılarda, bugüne kadar 8.000 yıllık ana Tanrıça heykeli başı, ayı heykelciği ve serçe formunda biberon gibi birçok farklı bulguya rastlandı.
Höyükte, 2017-2018 döneminde ise çok sayıda pişmiş toprak eser ve kemik bulundu. Buluntular arasında en çok ilgi çekenlerden biri de 8.000 yıl önceye tarihlenen ve üzerinde güneş sembolü bulunan yönetici mührü oldu.
Yeşilova Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Zafer Derin’in yaptığı açıklamada, metalin bilinmediği çağlardaki yaşamın izini sürdüklerini ve dönemin günlük hayat, yeme alışkanlıklarına ilişkin bilgi edindiklerini belirtti.
Kazılarda, son olarak 8.000 yıl öncesinden, Neolitik döneme ait bir mühür çıkarmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Derin, buluntunun, büyüklük ve motif açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
Ege’nin ilk markası olabilir
Toplumun ileri gelenlerinin gücünü simgeleyen mühürlere daha önce de rastladıklarını aktaran Derin, şöyle konuştu:
“Anadolu’daki en büyük mühürlerden birine rastladık. Güneşi simgeleyen ve 7 ışık şuasının yer aldığı büyük bir mühür. Güneş motifinin simgesel bir niteliği var. Kilin pişirilmesiyle yapılan mühür üzerinde de herhangi bir boya izine rastlamadık. Mühürlerin o dönemde ekmek gibi hamurların üzerinde kullanıldığını, ürettiklerinin bir simgesi olarak gördüklerini anlıyoruz. Kili pişirdikten sonra kimi zaman boyunlarına asarak yanında da dolaştırmış olabilirler. Bu mühre sahip kişinin yönetici, idareci olduğunu biliyoruz. Bu mührün kullanılış amacı özellikle mikroskop altındaki detaylı incelemeler sonucu belli olacak. Bu simgeye bir marka olarak bakabiliriz. İzmir’in, hatta Egelilerin ilk markası diyebiliriz.”
Zafer Derin, güneşin, 8.000 yıl önce de “ulaşılmaz” ve bu nedenle gücün simgesi olduğunu, Tunç Çağı’nda da en büyük tanrıların hep güneş ve gökyüzü ile ilişkilendirildiğini ifade etti.
Güneş mührüne ilişkin bilimsel yayın yapacaklarını ve bütün dünyaya bu önemli buluntuyu duyuracaklarını dile getiren Derin, Ege uygarlıklarıyla ilgili çalışanların bu gelişmeye ilgi göstereceğini sözlerine ekledi.
İzmir Yeşilova Höyüğünde 5.000 Yıllık Kemikte DNA Örneği Bulundu
İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde bulunan 5.000 yıllık şakak kemiğinde DNA örneğine rastlandı. Bu sayede, şakak kemiğinin ait olduğu 5.000 yıllık iskelet hakkında birçok bilgi edinilecek.
İzmir’deki Yeşilova Höyüğü’nde bulunan 5.000 yıllık şakak kemiğinde ABD’nin Boston Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından DNA örneğine rastlandı.
İzmir Yeşilova Höyüğü’ndeki araştırmalar çerçevesinde geçtiğimiz yıl 5.000 yıllık bir iskelete ait bir şakak kemiği parçası bulduklarını söyleyen Kazı Başkanı Prof. Dr. Zafer Derin, bu örneği DNA üzerine araştırmalar yapan ABD’nin Boston Üniversitesi’ne gönderdiklerini söyledi.
Kısa bir süre önce yeni bir haber geldiğini belirten Derin, şu bilgileri verdi:
“Geçen sene gönderdiğimiz 5.000 yıl öncesine ait bir şakak kemiğinden alınan bir örnekten DNA analizi yapılması gündeme geldi. Dünyada dört yerde yapılan hücre DNA’sı yöntemi kullanıldı. Temel amaç DNA’yı saptayabilmekti. Amerika’da bu araştırmayı yapıyorlar. Yeni aldığımız bilgiye göre DNA’yı saptamışlar, o DNA’yı bulmuşlar. Bu da şunu sağlayacak, 5.000 yıl önce yaşayan insanın saçının renginden gözünün rengine, boyuna, hastalığına kadar tespit edilecek. Hangi toplulukla ilişkisi olmuş, Avrupalı mı, Anadolulu mu bunu öğrenme fırsatımız olacak.”