Dedektorburada Banner Mobile

Radyestezi , Çubuk , Şakül ' e Dair Herşey

  Dedektorburada Banner Mobile
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
Bu konuda unuversitede calismami yaptiniz
 

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
Niye davet ettiler, valla bu sitede hazine sizsinuz genc arkadasim, bakalim ne zaman fark edecekler
 

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
Bozoklu usta geldi gitti ama akilli ustam bakin hemen konuyu gördü, valla bu konuda master yapan ve bu hobide sahada ugrasan insan belkide bu ulkede tek sensin vay vay vay
 

ZİKRULLAH

Engellendi
Katılım
12 Kas 2018
Mesajlar
502
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Bozoklu usta geldi gitti ama akilli ustam bakin hemen konuyu gördü, valla bu konuda master yapan ve bu hobide sahada ugrasan insan belkide bu ulkede tek sensin vay vay vay
estağfirullah ustam.Bu günlük müsadenizi isteyeyim.Yorucu gündü bir yanda forum bir yandan işler bir yandan arazi bitkin düştüm

Allaha emanet olunuz..Hayırlı geceler
 

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
Sizde hayirli geceler bizde uyku az
 

GERMO

Engellendi
Katılım
25 Eki 2018
Mesajlar
1,243
Tepkime puanı
9
Puanları
0
@sef_er ustam güzel kardeşim, din dediğin zaten bir İlm dır, bilimin kendisidir, yıllarca bizlere pisagoru Aristotelesi, descartesi ilk geometri matematik bilimadamları olarak tanitanlar, Unutmayın ki ilk okul çağımızda sınıflarda bilgi panosunda, küçükten büyüğe doğru Homo sapiens yani bizleri maymundan dönme diye beynimizin sulandıran, maymun kilikli zumrelerdi,

Hani bir fikra var "çocuk annesine soruyor Anne biz nasıl olmuşuz? Annesi, kızım biz Hz Adem ve Hz Havva'dan olup cogalmisiz, çocuk, peki babama sordum, maymundan evrimlesmisiz dedi, Annesi kızım o babanın kendi soyu olabilir bizi ilgilendirmez,

Güzel kardeşlerim, bizler Hz Adem as. Hz Muhammed sav. ve arasında gelmiş geçmiş 124 bin peygambere bunlardan 313 resule dört büyük kitaba bu 4 dine inanan insanlarız, kimse inkar edemez, her dönemin belirli zamanda ümmete yol göstericisi olmuştur, Işte bunlardan biride Allah cc'nun ilmle bilimle özene bezene süslediği, Peygambere’imizin SAV'in göz bebeği Hz Ali RA'dir.

Işte her zaman bilgiler belgeler gizlendi bizlerden ilmi ve bilimsel ve dini konularda olanlar.

İşte din ilm dir diyoruz, buda zahir plânda, madde ilimlerinin özellikle müspet ilimlerin anahtarı matematiktir, biliyorsunuz? Matematik olmadan ne fizik olur, ne kimya olur, ne biyoloji olur, ne teknoloji olur. Ne aya gidilir, ne uzayın sonsuzlukları bilinir. Mutlaka matematiğe muhtaçtır.

Matematik ilmini, ilmin kapısı olan Hz. Ali Efendimiz'e Cenab-ı Hakk toptan teslim etmiştir. Nasıl teslim etmiştir? Matematik üç kademedir. Birinci kademesi aritmetik dediğimiz bilinen sayıların yardımıyla bir sayı bulmaktır. On üçle, kırk beşi toplarsanız; Yirmi yediyle, yüz seksen yediyi toplarsanız, ikiyle çarparsanız, beşe bölerseniz, bu matematiğin en kolay hâlidir. Asr-ı Saadete kadar matematik adına bilinen bu aritmetik idi.

İLM-İ CEBİR
Hz. Ali Efendimiz'e ikinci bir anahtar verildi. Neydi bu anahtar? Bilinenler yardımıyla bilinmeyenleri bulmak, yani Cebir. Bunu Hz. Ali Efendimiz, Hz. Hasan Efendimiz kanalıyla torunu Cafer-i Sadık Efendimiz'e intikâl ettirdi. Cebiri yeryüzüne getiren gerçekten Hz. Caferi Sadık' tır ve onun 20 yaşındaki talebesi Câbir, ilk Cebir kitabını yazarak, aslında Âlem-i İslâm'a bir ışık tutmak, bütün ilimleri İslâm kanalından akıtmak için şifreyi vermiştir. Sonra da o meşhur El Câbiriye Kitabı Fransa'ya geçmiş, El-Câbir olarak, sonradan da Arşebül olarak istifade edilmiştir.

Bütün bilim adamları özellikle bir İtalyan bilim tarihi üstadı vardır. 0: "Cabir olmasaydı televizyonu bin sene sonra seyrederdiniz" diyor. Çünkü bütün teknolojik gelişme Cebirin Fransa'ya intikâl edişi 1640 yıllarındaki El-Cabiriye Kitabı sayesindedir. Ondan sonra cebir, ondan sonra Fizik doğmuş ve bu sayede bugünkü insanlar İslâm’ı hor görenler dahi onun sayesinde, arabaya binip bir yerden bir yere gidecek çareyi bulmuşlardır. İşte Hz. Ali Efendimiz'in ilmi böyle bir ilimdir, sıradan bir ilim değildir. Seni arabaya bindiren, havada uçurtan, roketi attıran cebir ilminin tohumunu insanlara bağışlamıştır. Eğer Cebir ilmi olmasaydı, maddesel ilimler küçük bir şeyden ibaret kalırlardı. Nitekim dünya âlemi yüzyıllar boyu aritmetikle uğraşmış, Mısır’da ehramlar yapılmış, piramitler yapılmış, bunun etrafında firavunların enva-i çeşit kimyasal oyunları olmuş, fakat bir şey uymamış, zaman çarkı dönmemiş, saat bulunmamış, makine bulunmamıştır. Bunların hepsi Hz. Ali Efendimiz'in vasıtasıyla zuhur etmiştir. Niçin Cafer-i Sadık Efendimiz'e bırakmıştır da daha evvelki bir nesile bırakmamıştır? Çünkü takdirin zaman çarkı böyledir. Takdir o zaman diliminde intişarını istemiştir.

BİLİNMEYEN İLE BİLİNMEYENİN BULUNMASI
Cebirin asıl üçüncü kademesi daha zor olanıdır. İlm-i cebir denilen kademesi yalnız Hz. Ali Efendimiz'in tasarrufundadır. Bilinmeyenlerle, bilinmeyenleri bulmak. Evvelâ bilinenlerle bilinmeyenleri bulduk, sonra bilinmeyenlerle bilinenleri bulduk, üçüncü kademesi bilinmeyenlerle bilinmeyenleri bulmak.

Peki, nasıl olur? İnsan aklı almıyor, imkânsız gibi görünüyor. İşte o da Hz. Ali Efendimiz'in anahtarını yaptığı gönül dediğimiz o müthiş ülkede beyne ışınsal dürtüler yaparak mümkündür. Yani zihinsel faaliyette Cebir öğrenilmez de, cebir problemi çözülmez de. Mutlaka gönülden alınan bir mesajı, yine zihinden geçirerek zihin içerinde bir ilim hâline çevirme sanatıdır. Bu mutlaka istisnalar içerisinde verilmiştir. Bu ilimin yaygınlaşması tecelli etmemiştir. Bizzat Hz. Ali Efendimiz:

— İlmî cebiri de verseydik insanlar tamamen dünyaya saracaklar, dünya problemlerini kolay çözmenin rahatlığı, altında olacaklar ve mânâyı unutacaklardı. Onun için ilmi cebiri vermedim diyor.

İLMİN ÇİFT KANADI
Gerçekten ilmi cebirin bile ortaya çıkması, insanların dünyaya nasıl koşmasına sebep olmuştur. İlmin kapısı olma sırrı içerisinde bunu arz etmek istedim, bu ilmi çok iyi anlamak lâzımıdır. Nitekim Hz. Ali Efendimiz'in ünlü sözü "HAKİKİ MÜRŞİD İLİMDİR" sözüdür. Buradaki ilimde kasıt da çift taraflı ilimdir. Yani mânâ ile maddenin karışığı olan bir ilimdir. Onun için bir mürşide ihtiyaç yoktu Mürşidle ilim nasıl kıyas edilebilir. Bir tanesi mânâ der: veriyor, ilim madde dersi veriyor. İlmin mürşid olduğun söyleyen Hz. Ali, ilmin mânâ ile birlikte zuhur etmesi kastetmektedir. Bu çok önemli bir şeydir. Eğer gönlümüzde mânâ varsa, ilim vardır. Ötekisi nedir? Bilgidir. İlim değildir, kompitüre yazdırırsınız, elli milyon lira verirsiniz, ertesi gün size istediğiniz bilgileri verir. 0 ilim değildir.

Peki, ilimle bilgi arasındaki fark nedir? İlim yorum sanatıyla birlikte verilmiş bir İlâhî keremdir, ikramdır. Eğer bir takım bilgileri yorumlayabiliyorsanız ilimdir, yorumlayamıyorsanız bilgi deposudur. İşte âletleri koyup koyup satıyorlar. Herkesin bilgilerini, herkesi gizliliklerini açıklayacak kadar bir bilgi dağarcığına ulaştılar, ama gönül ilmini bilsinler bakalım. Gönül ilmini yalız gönüller bilir. Gönlünde geçen duyguları, gönlünde geçen güzellikleri ancak gönüller bilir.

Hz. Ali Efendimiz, işte böyle ilminin bir kanalıyla gönül sultanıydı. Hz. Ali Efendimiz'i, zamanında pek çok siyâsî çevrelerin kabul edememesi, hazmedememesinin sebebi, Hz. Ali'nin karşısında gönüllerin açık olmasıydı. İnsanlar rahatsız oldular, o yüce sultanın karşısında gidiyorsun içinde ne kadar mürailik varsa biliyor. Karşısında rahat oturamıyorsun ki… İlmi mânâ ile matematik arasında bir dizeye yuvarlayıp tek sembol haline getiren Hz. Ali Efendimiz bunun farkında olduğu için ardından müteessir olmayarak, Fahr-i Kâinat Efendimiz'in eteğinde sadakatle, ihlâsla vazifesini yapmak ve sürdürmek zahmetine katlandı. Çünkü Hz. Ali Efendimiz'in, Fahr-i Kâinat Efendimiz'in hayat çizgisinde var olduğu sıralarda büyük bir zevki vardı. Hem onun eteğinin etrafında dolaşmak ve de en mühimi onun nurunun, nuru dediği Fâtıma annemize hizmet etmek, onun eşi olmak şerefi. Hz. Ali Efendimiz'in dünyada yaşamayı değer bulmaya ve her şeye rağmen bütün ilmiyle, bütün zevkiyle her şeyiyle beraber Hz. Ali Efendimiz'in neşesi, Fahr-i Kâinat Efendimiz bu dünyadan ayrıldıktan sonra büyük çileler başladı. Bunlar bildiğiniz yalnız tarihi çileler değil, tartışmalar filân değil, onun gönlünde öyle bir potansiyel, öyle engin bir manevî güç vardı ki, ancak Fâtıma annemizin sırrı içerisinde tansiyonu düşüyordu. Fahr-i Kâinat Efendimiz'den sonra, Fâtıma annemiz de bu âlemden göçünce Hz. Ali Efendimiz perişan oldu.

Alıntıdır
 
Son düzenleme:

GERMO

Engellendi
Katılım
25 Eki 2018
Mesajlar
1,243
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Ya adi guzel kendi guzel kardesim iyi muhendissin, masterda yapmışsın bu konuda senin ustune yok. Halbuki dun seni bir gerizekali tehdit etti. Her iste bir hayır vardır. Görün kiymetli kardeşimi
@sef_er ustam bizde senden bekledik, dedik belki mühendis meslektaşını korursun, hemen kayboldun ustam hayırdır, nereye gittin kardeşim, sizin mühendislik branşı hangisi ustam.

:254::313::137::227::309:
 
Son düzenleme:

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
GERMO ustam bu çarşaf çarşaf yazilari bir yerdemi depoluyorsunki lazim olunca ortaya seriyorsun, zaten senin yazilarina gözaltınca kitap okumus gibi oluyorum kardes, mumkunse daha uzun olsunki butun literatürü taramis gibi olalım. Ben gayrimenkul sektorundeyim onemli degil. Ama hepimiz ZİKRULLAH kardesimden istifade edecegiz. Syg
 

sef_er

Operatör
Katılım
3 Şub 2014
Mesajlar
1,311
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
54
Daha önce bilindiği üzere daha önce kullanılmamış veya akıl edilmemiş veya gerek duyulmamış bir teknoloji ile toprağa etki tepkimeli otomatik yayın yapan frekans cihazı - kartı geliştirdim.Alıcı kartınıda aynı teknolojide kızılötesi haberleşme protokolünde ayrımlı ve renkli ekranlı yaptım.Alıcı kartta anten yok pirinç şakül var çubuk birçok denemede işe yaramadı bu sistemde.Şuan test yapıyorum farklı farklı toprak yapılarında.Bazı forum yöneticisi abilerimizinde bu konudan fikir bazında haberi var ayrıntılarını bilmiyorlar.Ben makro ayarlar ve testler bittiğinde bu cihazın şemasını yapılışını ve malzeme listesini ücretsiz dağıtacağım.Para beklentim yok iyilik olsun insanlık olsun derdim bu.Şuan dedektör üreticilerinin eline düşmesin veya düşsede yasal olarak bu cihazı üretemesinler onun yolunu arıyorum.
. ZİKRULLAH kardesim bende sabirsizlikla ve merala bekliyorum. Hersey müsbet olur inşaallah. Syg
 

kabakburgiba

Operatör
Katılım
21 Haz 2014
Mesajlar
1,444
Tepkime puanı
395
Puanları
12
@ZİKRULLAH ustam burda bir tezat var, şakule soru soru sorulmaz ise, demekki beyinden yonlendirilebilir, o zaman cubuk gibi yaniltabilir, bence daha az yaniltir demek daha dogru
değerli arkadaşlar kaç defa yazdım bilmiyorum.okumayan arkadaşlarımız olmuş demekki. olsun .tekrar üzerine basa basa yazıyorum GERMO kardeşimin yazısınada yazmıştım.pirinç şaküle soru sorma diye.@zikrullah kardeşimde aynı yaraya parmak basmış.tekrar yazıyorum. ***?????? Ali seydi gültekin hocamızın sistemini yapıyorsanız veya başka arkadaşlarımın sistemini yapıyorsanız soru veya cevap şeklinde çalışırsınız. ammmmaaaaaa inç değerlerine göre ip boylarını ayarlayıp, pirinç şakülle çalışıyorsanız sakın ha sakın soru sormayınız.o işini yapar hemde sırasıyla yapar kusursuz yapar.defalarca yazdım bunları.hatta not edin diyede yazdım.b aşarılar dilerim.
 

kabakburgiba

Operatör
Katılım
21 Haz 2014
Mesajlar
1,444
Tepkime puanı
395
Puanları
12
dün you tube de Ali seydi hocamızın paris te eyfel kulesinin arkasında yaptığı bi çalışmayı izledim.girin seyredin.ama sadece seyretmiş olmak için değil.görsel olsun diye değil.yaptıklarını iyi izleyin.her maddede ayrı bi ölçü ile (Benim ip boyu dediğim) bakıyor.yani inç değerini,frekansını yakalıyor,bakın iyi izleyin.ancak bu püf noktaları yakalarsanız hemen not edin.uygulayın.başarı böyle gelir.burda birtek ben cahil kalmışım.valla arkadaşlar,kusuruma bakmayın ilk okulu zor bitirdim.elimden geldiğince birşeyler anlatmaya çalıştım bu güne kadar.bir katre faydalı oldu isem ne mutlu bana.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst