kazama
İnanıyorsan denemeye değer !
MİTOLOJİK YARATIKLAR
“Artık elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsün.”
Jung
Mitolojide geçen ilginç canlıları, canavarları ve yaratıkları bir derleme ile bir araya getirmek, birlikteliklerindeki bütünü görmek için faydalıdır. Jung’a göre insanlığın kolektif bilinçaltına bağlanıp bu simgeleri, varlıkları buradan çekip dünyamıza da getiren bizleriz. Kimisi aslında bir erdemin, kimisi ise bir kötülüğün sembolü olabilir. Hep birlikte “Bir ve Bütün”ü tamamlayan sıfatları ve özellikleri de barındırırlar.
Kimilerine göre yaşamış, kimilerine göre efsane, mit, masal; ne olursa olsun sayfalarda, filmlerde en önemlisi hayal gücümüzde hala yaşamaktalar ve yaşayacaklar. Mitoloji ve mitolojik yaratıklar bizi, bize anlatan önemli sembolizma barındıran kaynaklardır. İnsanı ve evreni tanımak isteyip de mitoloji ile ilgilenmemek olası değildir. Mitoloji ve mitolojik figürler kendini bilmek, tanımak için değerli birer hazinedir. Her yolculuk kişinin kendinde başlar yine kendinde biter. Kahramanın yolculuğudur bu, kahraman da bizlerizdir. Öğreti, erdemler ve erdemsizlikler hep birlikte yaşanarak okuyucuya iletilir. Öne çıkan bazı mitolojik varlıklar şunlardır:
Satir
Satirler, Yunan mitolojisinde yer alan yarı keçi yarı insan kır ve orman koruyucularıdır. Gövdelerinin belden üstü insan, belden aşağısı ise teke biçimindedir. Satirler çoğunlukla ellerindeki flüt ile birlikte tasvir edilir.

Nemf (Nymphe)
Su perileridir. Yunan Mitolojisinde yeri ve denizi dolduran dişi, tanrısal varlıklardır. Ölümsüz değillerdir ama çok uzun yıllar yaşarlar ve hep genç ve güzel kalırlar. Mitlerde genellikle perilerin güzelliğine vurgu yapılır.

Peri
Birçok farklı kültürün efsane ve mitolojisinde bulunan bir ruh veya doğaüstü yaratıktır. Genellikle insan görünümünde, çoğunlukla çok küçük olan ve uçmak, büyü yapmak, geleceği görmek veya etkilemek gibi doğaüstü güçlere sahip olduğu düşünülen ve böyle tasvir edilen varlıklardır.

Ejderha
Kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Batı tasvirleri kanatlıyken, Doğu'daki tasvirlerde kanat bulunmaz. Ejderhalarınkine benzer özellikler içeren efsanevi yaratıklar neredeyse her kültürde mevcuttur. Kahramanın egosunu sembolize ettiği söylenmektedir.

Elf
Doğaüstü varlık türüdür. Elfler İskandinav, Anglo Sakson ve Cermen kültür kollarına ayrılan kuzey kültürünün çok popüler bir halk inanışı figürüdür. Aslen İskandinavya ve İngiltere mitolojisinde yer aldığı varsayılan peri halkına verilen addır. Elfler kimi zaman iyi yürekli, şefkatli, hastalıkları iyileştiren, bitkilerin ve taşların gizli sırlarını öğreten varlıklarken; kimi zaman zararlı, hilekâr ve tehlikeli olabilirler. Şaşırtıcı güzelliktedir. Melodik bir ses tonuna sahiptirler. Elfler 1200 yıldan fazla yaşarlar. Bu yaşamın sonucunda ya yaşamdaki kötülüklerden sıkıldıkları için ölümü tercih ederler ya da bilinmeyen bir diyara göç ederler. Bu nedenle Elflerin ölümsüz oldukları söylenir. Elfler narindirler ancak hızlı ve güçlüdürler.


Birçok farklı kültürün efsane ve mitolojisinde, masallarında yer alan bir doğaüstü yaratıktır. Genellikle insan görünümünde fakat anormal büyüklükte ve çok kuvvetli tasvir edilmiştir. Masallarda yaşadıkları yerler genellikle mağaralar, ormanlar ve dağlardır.
Denizkızı
Denizkızları, belinden yukarısı dişi bir insan görünümünde olan, ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip olan efsaneleşmiş canlılardır. Dünya üzerinde birçok kültürde denizkızları farklı ama birbirine çok yakın şekillerde betimlenmiştir. Denizkızları boğulma tehlikesi geçiren erkekleri kurtaran iyi kalpli deniz canlıları olarak betimlenmişlerdir. Aynı zamanda bu erkekleri su altındaki krallıklarında yaşamaya da davet ederler.


Yunan mitolojisinde Sirenler ya da Seireneler adada yaşadıklarına inanılan deniz yaratıklarıdır. Bu yerlerin tamamı uçurumlarla ve kayalıklarla çevrili olarak betimlenmiştir. Buralarda dolaşan denizciler, sirenlerin söylediği şarkıdan büyülenip gemilerini kayalıklara doğru sürmüşler ve sirenlere yem olmuşlardır. Sirenler, denizkızlarından farklı olarak iki kuyruğa sahiptirler. Bu yarı insan yarı balık vücutlu insansıların efsaneleri M.Ö. 5,000 yılına kadar dayanır.
Cin
Modern veya antik birçok din ve inanışta; İbrahimî dinler de dâhil; bulunan bir tür ruhani mitolojik yaratıktır. Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve özelliklere sahiptir. Arapçada cin, Eski Yunanca daimon olarak adlandırılır. Eski Yunancadaki kullanılan daimon veya Demon sözcüğü, tanrı anlamına gelir. Eski Yunanda tanrılar tek tanrılı döneme geçişte melek veya cin olarak değişime uğramışlardır. Cin; İslam mitolojisinde ise gözle görülmeyen, çeşitli şekillere girebilen, zaman zaman insanları yönetimi ve etkisi altına aldığına kadar birçok çoğu korku unsuru birçok fiilin kendilerine yüklendiği ruhanî varlıkları ifade eder. Muzip oldukları, işleri yapıp bozdukları söylenir.
Goblin
Goblinler, kötü ruhlu, huysuz, zararlı, çirkin vücutlu bir cin türüdür. Boyu bir cüceninki ile bir insanınki arasında değişik uzunluklarda olabilir. Yer aldıkları hikâyeye ve kültüre göre, goblinlere değişik yetenekler ve şekiller atfedilir. İngilizce'de "goblin" herhangi bir başbelası küçük yaratığı ifade etmek için kullanılan genel bir terimdir. Bazı geleneklere göre, goblin ismi Gob veya Ghob'dan gelir. Gob (Ghob), cinlerin kralıdır.

Simurg-Phoenix ya da Anka
Simurg: Simurg veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur, tektir, erkektir. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Ayrıca çoğu zaman sadece “Anka” olarak anılmıştır. Halk etimolojisinde ilişkilendirilen ilk öğe Farsça sÄ« "otuz"dur. Bu kuşun küllerinden yeniden doğduğu söylenir, yeniden doğuşun sembolüdür. Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Bir antik İran tanımında Simurg'un ölümsüz olduğu, Bilgi Ağacı'nda(Yaşam ağacı, Gaokerena'da) bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur. Simurg'un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanılır. Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Temelde Tanrı’nın yeryüzündeki cisimlenmiş yüzüdür. İyiliksever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılır.

Phoenix
Yuvasında yeniden doğmak üzere kendini yakan kuştur. Hep tektir, erkektir. Eski Mısır kökenli efsanevi ateş kuşunun Batı mitolojisindeki karşılığıdır. Yunan mitolojisinde Habeş diyarında yaşadığına inanılıp bir kartal büyüklüğünde ve çok uzun ömürlü olduğu söylenmektedir. Gözleri yıldızlar gibi parlaktır. Ömrünün sonlanmakta olduğunu anlayınca, kuru dalları zamkla sıvayarak kendine yuva yapar ve üstüne kurulur. Kızgın güneşin yuvayı tutuşturup kendini yakmasının ardından küllerinden bir yumurta meydana gelir ve ondan da yeni bir Anka çıkar. Bu sebeple Hıristiyanlar Phoenix’in öldükten sonra tekrar dirilmenin simgesi sayarak yorumlamışlardır. Tüm zamanlar boyunca, o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur. Orta doğu tradisyonuna göre, Kaf Dağı’nda yaşar. Bu efsanevi kuş sembolizmlerinde simgelenen başlıca anlamlar, ruhsal aydınlanma, içindeki Tanrısallığı keşif ve reenkarnasyon olarak açıklanır. Phoenix sembolizminde kuşun yanması cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halinin elde edilişini simgelemektedir.
Sentor
Sentorlar Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at görünümlü yaratıklardır. Yarı insan ve yarı bedenli düşsel varlıktır. Genellikle kaba ve kötü yaratıklar olarak bilinirler. Sentorun sureti görenlere çok farklı ve ürkütücü gelmektedir. Yunan mitolojisinde sentorlar savaşçı, savaş yetenekleri gelişmiş, güçlü yaratıklar olarak tasvir edilmiştir.

Griffon
"Griffon" veya "Griffin", genellikle aslan vücutlu, kartal kanatlı ve kafalı mitolojik yaratıktır. Antik Yunancada, kıvrılmış, kırık anlamındaki "grýps veya gryphos"sözcüklerinden türediği düşünülür. Griffinler hakkındaki bazı efsanelerde kuşun türü söylenmezken, diğerlerinde kartal sözcüğü geçer. Yine anlatılara göre, son derece cesur ve gururlu hayvanlardır. Bunlar pençelerinde insan, at, hatta fil taşıyabilecek kadar büyüktürler.
Sfenks
Sfenks, kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan şeklini alan heykel... İlk önce Antik Mısır'da rastlanan Sfenks, antik Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır. Sözcüğün Mısırca orijinal biçimi “kepes ankh” ya da “yaşayan heykel” anlamında “şeşep ankh”'tır. Mısır sfenksi antik bir efsanevi yaratıktır. Gövdesi uzanan bir aslan ve kafası genellikle bir firavunun kafasının şeklini alır. Gize Sfenksi doğuya bakar ve pençelerinin arasında bir tapınak yer alır. Aslan gövdeli, insan başlı bu Sfenks doğan güneşi ve firavun için yeniden dirilişi temsil eder. Yüzünün doğuya dönük oluşu, Güneş Tanrısı RA'yı her sabah doğar doğmaz görmesi içindir. Sfenks tarihin en ünlü bulmacasını sorar kadim öğretilerin kapısından geçmek isteyenlere: "Hangi varlık sabah dört ayaküstünde, öğlen iki ayaküstünde ve akşam üçayak üstünde yürür?" "O yaratık insandır. Çünkü insan bebekliğinde ellerini de ayak gibi kullanarak dört ayak üzerinde emekler, yetişkin halinde iki ayak üzerinde yürür ama yaşlandığında yürüyebilmek için bir de baston kullanır yani üçayaklı olur."


Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık. Özgün sözcük Minotor'dur ve Yunanca "Minos’un Boğası" anlamına gelir. Klasik bir Yunan Efsanesi olan Minotor, öykü kısmı daha iyi anlaşılsın diye üç bölüme ayrılabilir. Girit’te hüküm süren güçlü kral Minos, gücünü kanıtlamak için denizler tanrısı Poseidon’dan ona kurban etmek üzere bir boğa vermesini ister. Posedion boğayı Minos’a verir. Fakat hayvan, Minos’un hoşuna gider ve Minos, boğayı kurban etmez. Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder. Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısını boğaya âşık eder. Minos’un karısı Pasiphae, boğayla çiftleşir ve boğa başlı, kuyruklu ama insan bedenli Minotor doğar. Minotor herkese zarar veren bir yaratıktır ve bunun üzerine Labyrinthos adlı, içinden kimsenin çıkamayacağı yapıya kapatılır.
Hidra
Yunan mitolojisinde anlatılan üç başlı bir yaratığın adıdır. Hydra'nın nefesi bir insanı öldürecek kadar zehirlidir. Babası Typhon olan Hidra'nın Lerna gölündeki yuvası, ölümden sonraki dünya ile insanların dünyası arasındaki kapının tam ağzında yer almakta olup, Hidra ise bu kapının bekçiliği görevini üstlenmektedir. Hidra'nın öldürülmesinin çok zor olmasının sebebi kesilen her bir başın yerine iki tanesinin çıkmasıdır.

Gorgonlar
Yunan mitolojisinde keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlardır. Efsaneye göre gözlerine bakanı taşa çevirirler. Gorgo kökü Yunancada “korkunç, berbat” demektir. Sivri köpek dişleri ve saçları yerine de zehirli yılanları vardır. Gorgonlar üç kız kardeştirler. Bunlar Medusa, Euryale ve Stheno'dur.

Himera
Diğer adıyla "Chimaira", bir canavardır. Ağzından ateşler saçan, büyük, hızlı ve güçlü, bir aslan, bir keçi ve bir de yılan başına sahip, ön kısmı aslan, orta kısmı keçi ve arka kısmı bir yılandır.
