Boşuna sinirlerinizi ziplatmayin

Bizim insanımızın cebinden para çıkmadıktan sonra aldığı hizmete değer biçme yeti bagıntısı kuramıyor.
Maddiyat ile davranışsal eylem o kadar bütünleşmiş ki iyi bir kahveyi 7 liraya sunarsaniz şüpheci, 30 liraya sunarsaniz tereddütsüz adım atma eğiliminde oluyor.
Gelen kişi 3 bin lira paramı alacak. Var ya da yok diyecek ve gidecek. Peki bu kişi elindeki cihaza bu kadar güveniyorsa neden kendi cok zengin değil bizim gibi gel yerimize bak diyenlerin peşine takılıyor ve "neden tespit yaptigi yerde % payı istemiyor" diye sorgulama yetisinden de yoksunlar.
Aslında 3 bin isteyen kişi açıkça ben yolumu buluyorum sizin gibi sorgulamayan eğitimsiz kişilerden diye beyanat veriyor.
Cebinden ne kadar çok para çıkarsa ayni dogru orantida mutluluk hormonu salgiliyorlar ve güvenleri artıyor.
Her şey psikoloji üzerine kurulu.
Evet yaradilani severim yaradandan ötürü ama yaradanin verdiği aklı kullanmayanlardan ve karakterinin sergiledigi değerleri çıkar üzerine inşa etmişlerden de mümkün mertebe uzaklaşma eğilimi her zaman ağır basıyor.
Hani demiş ya atalarımız "Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt "
Bul ve imhâ et bizi aydınlığa kavuşturur