Gümüş Elementi .

mayhem

Co Admin
Co Admin
Katılım
18 Eki 2015
Mesajlar
5,762
Tepkime puanı
5,311
Puanları
24
Gümüş, parlak beyaz renkte değerli bir metaldir. Bu özelliği ve parlaklığı nedeniyle gümüşe, Latince beyaz ve parlak anlamına gelen "argertum" adı verilmiştir. Gümüş doğada serbest olarak bulunursa da enderdir. Soy metaller içinde kimyasal açıdan en etkin olanıdır.

Altından daha sert, bakırdan daha yumuşaktır. Sünekliği ve dövülebilirliği, altından sonra ikinci sıradadır. Dövülerek birkaç mikrometre kalınlığında saydam yapraklar haline getirilebilir. Saf gümüş, tırnakla çizilebilecek derecede yumuşaktır. Gerek ısıl, gerek elektrik iletkenliği bakımından tüm metallerin başında yer alır.

Gümüş, tüm metallerin en beyazıdır. Tam parlatıldığında kusursuz yansıtıcı bir yüzey elde edilir ve bu nedenle optik aynalarda kullanılır. Bu niteliğinden dolayı, böyle bir yüzeyden ışıyan ısı son derece düşüktür. Dolayısıyla parlatılmış gümüş kaba doldurulan sıcak bir sıvı, çok yavaş soğur. Temiz hava ve su içinde kararlı yapısını korur; ozon, hidrojen sülfür ya da kükürt karşısında ise donuklaşır ve kararır. Lahana ya da yumurta gibi bazı yiyeceklerin gümüş kaşıkları karartması da bundandır. Havadaki eser miktardaki hidrojen sülfürle bile donuklaşır ve yavaş yavaş kararır. Gümüş havayla temas halinde eritilirse, büyük miktarlarda oksijen soğurur. Yüzeyi, katılaşma sırasında soğurduğu oksijeni geri verirken küçük kraterler oluşturur; buna kabarma olayı denir.

Sıcakta, kükürt ve halojenlerle bileşir. Nitrik asitte soğukta çözünür, derişik ve sıcak sülfürik asitle tepkimeye girer. Doğal bir altın ve gümüş alaşımı olan elektrum içerisinde %40 oranında gümüş bulunmaktadır. Gümüş çok yumuşak bir maden olduğu için bir miktar bakırla kullanılmaktadır. Yumuşak olması nedeniyle soğuk iken çekiçlenebilmektedir. Bu nedenle de kuyumculukta kullanımı oldukça yaygındır.


Gümüş çok eski zamanlardan beri bilinmekle birlikte yine de altın ve bakırdan sonra keşfedilmiştir. Altın az olmasına rağmen, dünyanın her yanına yayılması sebebiyle daha önce kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca tabii halde gümüş az olup, çok derinlerde bulunmaktadır. Gümüşün MÖ 3100 yıllarında Mısırlılar ve MÖ 2500 yıllarında Çinliler ve Persler tarafından kullanıldığı belirtilmiştir. Yunan tarihinde Atina'daki gümüş madenlerine rastlanır. MÖ 800 yıllarına doğru gümüş, Nil nehri havalisinde para olarak kullanılmaya başlanmıştır. MÖ 7. yüzyılda Anadolu'daki Lidyalılar gümüşü para olarak basmışlardır.

Anadolu'da altın ve gümüşten yapılmış eserlerin yoğun olarak ortaya çıkması, MÖ 1800–1500 yılları arasına rastlamaktadır. Dolayısıyla en eski altın ve gümüş takıların Orta Tunç Çağına ait olduğu ve Alacahöyük mezarlarında ortaya çıkarıldığı bilinmektedir. 11. yüzyıldan sonra ve özellikle 12. ve 13. yüzyıllarda altın ve gümüş, daha çok takılar ile çeşitli eşyalar ve aletler üzerine kakma tekniğiyle yapılan süslemelerde kullanılmıştır. Türk maden sanatı içerisinde kuyumculuk ayrı bir yere sahiptir. Osmanlı döneminde gümüş ve altın yalın olarak işlenmiştir. Yapılan ürünler kemer, tepelik, çeşitli takılar ve ev eşyaları Osmanlı sanatçılarının ince sanat zevkinin en güzel göstergeleridir. Ayrıca, sikke basımında kullanılmıştır.

Gümüş Sikke(Para): Sikke, Anadolu'da ilk olarak MÖ 7. yüzyılda Lidyalılar tarafından icat edilmiştir. Altın ve gümüş karışımından meydana gelen elektrondan (elektrum) yapılmıştır. Bu doğal elektronu ilk kez altın ve gümüşe ayırarak sikke bastıran Krezüs'tür.

Değerli bir metal olan gümüş, çok önceleri para olarak kullanıldı. Kimi Avrupa ülkelerinde o dönemde yalnız gümüş para geçerliydi. Ancak XIV. yy.da gümüşle birlikte altın para da kullanılmaya başlandı. Bununla birlikte Fransa'da Germina yasasıyla para birimi olarak yalnızca gümüş kabul edilmişti. Gümüş, XIX yy.da Avrupa'da eski önemli işlevini yitirdi ve yalnızca düşük değerli para olarak varlığını sürdürdü. Ancak ABD'de gümüş üreticisi Batılı eyaletlerinin baskısı yüzünden daha uzun süre önemini korudu. Gümüş kurunda görülen büyük dalgalanmalar, parasal işlevinin kaybolmasına yol açtı.


II. Murat dönemi Osmanlı Akçesi
Türkler, Göktürkler döneminde (VI.-VIII. yy'lar) belirli ağırlıkta gümüş külçeleri para yerine kullanıyorlardı. Samaniler ve Karahanlılar dönemlerinde gümüş ve bakır karışımı sikkeler bastırıldı. Moğol imparatoru, Cengiz Han'ın bastırdığı bazı gümüş sikkelere de rastlanmaktadır. İran Moğollarında da para sistemi gümüş sikkelere dayanıyordu. İslam dünyasında dirhem denilen, ağırlığı bölgelere ve dönemlere göre değişen gümüş sikkeler kullanılıyordu. Anadolu Selçuklularında sikkenin basımı sürdürüldü. Osmanlılarda ilk gümüş sikkenin Orhan Gazi zamanında akçe adıyla kestirildiği bilinmektedir. (1328/1329), ancak İstanbul Arkeoloji müzeleri nümismatik bölümünde Osman Gazi'nin adını taşıyan bir gümüş sikke bulunmaktadır. Osmanlılarda anapara birimi olan akçenin yerini 1730'dan sonra üç akçe değerinde kuruşlar aldı. Cumhuriyet dönemin başlarında kuruş olarak bastırılan gümüş paraların kullanımı 1960'lara kadar sürmüştür.

Metal paraları inceleyen bilim dalına "nümizmatik" denir. Yunanca "nomisma" ve Latince "numisma" sözcüklerinden türetilmiştir. Osmanlıca'da bu kavram "ilm-i meskûkât" ya da kısaca "meskûkât" (Arapça 'sikke) olarak geçmektedir.




Gümüş, Dünya'da bulunan değerli metallerden birisidir. Gümüş'ten değerli metaller olsa da, Gümüş, Altın'dan sonra ve onun hemen yanında ikinci olarak Dünya'da en çok kullanılan bir metaldir. Ekonomik olarak tarihler boyunca kullanılan Altın ve Gümüş'ün yerini tutabilecek başka bir metal yoktur. Geçmiş tarihlerlerden bu yana ekonomik bir birim olarak kullanıla gelmiştir. Bugünkü ekonomiler de Altın karşılıklarının olmasıyla orantılı olarak sağlıklı sayılmaktadırlar. Yakın gelecekte muhtemelen tekrar para birimi olarak Altın ve Gümüş varlığını Dünya'ya onaylatacaktır.

Altın ve Gümüş, Dünyada az bulunan, yapıları itibarıyla bozulmaz-değerli olan bu iki metal, ekonominin ölçüsü oldukları için İslam'da özel bir yere sahiptirler. Altın ve Gümüş'ün "biriktirilmesi" ve "israf edilmesi" İslam'da yasaklanmıştır. Toplum fertlerinin ellerinde Altın-Gümüş'ü biriktirmesi; yani belli ellerde bu ekonomik değerin yığılması; yatırıma, teknolojiye ve toplum yararına dönüştürülmemesi İslam'da haramdır.

Bu nedenle Altın ve Gümüş "ziynetler"in ve "eşyalar"ın kullanılması, Peygamberimiz tarafından hoş görülmemiştir. İnsanoğlu hasisliği dolayısıyla Altın ve Gümüş yığmaya meyyaldir. Evet, "Servet"in, kan dolaşımı gibi toplum yararına dolaşmasını; yani zenginliğin, kanın vücuda yayılması gibi yayılmasını engellemeye; "Altın-Gümüş toplama"ya eğilimlidir insanoğlu. İslam, damarların tıkanmasına ve toplumsal çapta kriz oluşmasına engel olacak sistemi ortaya koymuş, "Altın-Gümüş toplama"yı yasak etmiş ve "zekat"ı da emretmiştir. Bügünün hakimlerinin, küresel patronlarının, Dünya'nın altınlarını nasıl istif ettiklerini ve insanlığı iliklerine kadar sömürmeye nasıl devam ettiklerini bilmeyen var mıdır?

Diğer taraftan Gümüş de Altın gibi "cennet metası"dır ve cennette her şekilde kullanılacaktır. Altın'ın ve Gümüş'ün, sağlıkta, teknolojide ve nano teknolojide kullanımı oldukça önemlidir ve insanlığın-toplumların yararınadır. Her geçen gün Altın'ın ve Gümüş'ün insan sağlığında ve teknolojide kullanımı-önemi artmaktadır ve bu iki "özel metal"in kerametleri her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. işte İslam'ın bu metallerle ilgili hassasiyeti ve bu meseleye bakışındaki ayrıcalığı buradan gelmektedir. İslam'ın her alandaki hikmetli bakışı, bu meselede de ilim ve teknoloji ilerledikçe daha iyi anlaşılacaktır.
 

BulursamKader25

Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
Katılım
27 Ocak 2016
Mesajlar
6,666
Tepkime puanı
9,203
Puanları
24
Cubukla metal tespiti yapanlar;
Ozellikle:
Altin
Gumus
Bakir
Bronz
Pirinc
Kurşun
Metallerinin ozelliklerini cok iyi bilmelidir.
Sağolasin @mayhem ustam.
Emeklerine tesekkurler.
 
Üst