BulursamKader25
Yaptigim Yorumlar; Resmi Kazilar İcin Gecerlidir.
- Katılım
- 27 Ocak 2016
- Mesajlar
- 6,666
- Tepkime puanı
- 9,220
- Puanları
- 24
Selamün Aleyküm,
Kardaşlarım, bu konuyu yazmama sebep, "işaretlerin kırılması" ile alakalı, @Smokin ustamızın konusunda geçen yorumlardı.
Var olan işaret neden kırılır..?
işareti kıranların haleti ruhiyeleri, karakterleri, ahlakları vs. nasıldır..?
İşaretleri kıran ve bozanların hepsi;
BENCİL-EGOİST-CAHİL-SADECE KENDİSİNİ DÜŞÜNEN ve
RIZIK NEDİR bilmeyen insanlardır. En büyük HASEDCİLERDİR.
Rızık nedir bilmediklerinden böyle davranıyorlar.
ispitçiler; bunların yanında YUNMUŞ-YIKANMIŞTIR.
Kardaşlarım..! Defineyi kim bulacak? Kim bulur?
Bunu hepimizin bilmesi gerekir:
O define kime RIZIK olarak yazıldıysa o bulacaktır o defineyi.
Biz, bize yazılıp yazılmadığını bilmediğimiz için, sebeplerine sarılıyoruz.
Çünkü bilmiyoruz kime yazılmış, arıyoruz, arıyoruz.
Ve biliyoruz ki aramakla bulunmaz,Amma BULANLAR; ARAYANLARDIR.
Bu söylediklerimin delili var mı?
Var, hemde en büyük delilden yani Kuran-ı Kerimden.
Hemi de bire-bir, hemi de aşikarane, yani açık açık yüce kitabımızda Rabbimiz cc beyan etmiş.
Vakti olan tamamını linkten okusun, vakti dar olan aşağıdaki özeti okusun.
Meramımın ne olduğu anlaşılacaktır inşallah:
İspitçilere kızıp duruyoruz.
Asıl ispitçi ve HASEDCİLER; işaretleri kıranlardır.
Niye kırılıyor İşaretler...?
Bizden başkası görmesin, uğraşmasın, almasın diye...
Sanki çözecekler,
Sanki basit işler bu işler.
HZ. MUSA VE HZ. HIZIR KISSASI
Konunun tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Kurda tekrar edilen Hz. Musa ve Hz. Hızır hadisesi nedir? | Sorularla İslamiyet
........
Kasaba halkının Hz. Musa ve Hz. Hızır’ı konuklamaktan kaçınmaları:
"(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki: 'Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin.'" (Kehf, 18/77)
Yollarına devam eden Hz. Musa ve Hz. Hızır, girdikleri kasabada güzellikle karşılanmamışlardır.
Bu karşılamadan yaptıkları yolculuğun çok zorlu bir yolculuk olduğu anlaşılmaktadır.
Çünkü kasaba halkı onları konuklamaktan, hatta onlara yemek vermekten dahi kaçınmıştır.
Bu ayette Allah, doğruyu ve faydalı ilmi bulmak için her türlü zorluğa talip olunmasının makbuliyetine işaret etmektedir. Hz. Musa da Hz. Hızır ile birlikte olabilmek, onun ilminden istifade edebilmek ve öğütlerinden faydalanabilmek için her türlü zorluğa razıdır. Bu tüm inananlar için de bir öğüt niteliğindedir. Müslümanlar da benzer bir durumla karşılaştıklarında aynı kararlılığı ve güzel ahlakı göstermelidirler.
Ayette ayrıca Hz. Hızır'ın son derece yetenekli, maharetli ve süratli bir kimse olduğuna işaret edilmektedir. Bu, hem daha önce gemiyi içindekilere hiç sezdirmeden tahrip edebilmesinden, hem de duvarı inşa ederken yaptığı işin hızından ve dayanıklılığından anlaşılmaktadır. Allah ayetinde "hemen onu inşa etti" diye bildirerek bu hıza ve tecrübeye işaret etmiştir. Ayrıca Hz. Hızır, gemiyi delerken de çok büyük bir hüner göstermiştir. Gemiyi tahrip etmemiş, sadece birkaç küçük hasarla, karşı tarafın beğenmeyeceği bir hale getirmiştir. Buradan Hz. Hızır'ın duvarın ve geminin yapıldığı malzemeye tam bir hakimiyeti olduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Hızır’ın öksüz çocuklara ait olan duvarı inşa etmesinin hikmeti:
"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."(Kehf, 18/82)
Hz. Hızır İslam ahlakının bir gereği olarak yetim çocukların geleceğini düşünmekte ve onlar için çok önemli bir yatırım yapmaktadır. Eğer Hz. Hızır duvarı tamir etmeseydi, duvar yıkılıp yetim çocukların babalarına ait hazine ortaya çıkacak, çocukların malları da zalim kimseler tarafından yağmalanacaktı. İşte bu nedenle Hz. Hızır hazine için, çocuklar ergenliğe erişinceye kadar korunup, gizlenebilecek sağlam bir yer yapmış, onların gelecekleri için önemli bir tedbir almıştır.
Ayette ayrıca Hz. Hızır'ın "Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım" dediğine dikkat çekilmektedir. Bu, daha önce de vurguladığımız gibi, her şeyi yapanın Allah olduğunu, her şeyin kaderde olup bittiğini bildiğini gösteren bir konuşmadır. Hz. Hızır hiçbir kararı kendi dilemesiyle yapmadığını en güzel şekilde ifade etmektedir.
Kardaşlarım, bu konuyu yazmama sebep, "işaretlerin kırılması" ile alakalı, @Smokin ustamızın konusunda geçen yorumlardı.
Var olan işaret neden kırılır..?
işareti kıranların haleti ruhiyeleri, karakterleri, ahlakları vs. nasıldır..?
İşaretleri kıran ve bozanların hepsi;
BENCİL-EGOİST-CAHİL-SADECE KENDİSİNİ DÜŞÜNEN ve
RIZIK NEDİR bilmeyen insanlardır. En büyük HASEDCİLERDİR.
Rızık nedir bilmediklerinden böyle davranıyorlar.
ispitçiler; bunların yanında YUNMUŞ-YIKANMIŞTIR.
Kardaşlarım..! Defineyi kim bulacak? Kim bulur?
Bunu hepimizin bilmesi gerekir:
O define kime RIZIK olarak yazıldıysa o bulacaktır o defineyi.
Biz, bize yazılıp yazılmadığını bilmediğimiz için, sebeplerine sarılıyoruz.
Çünkü bilmiyoruz kime yazılmış, arıyoruz, arıyoruz.
Ve biliyoruz ki aramakla bulunmaz,Amma BULANLAR; ARAYANLARDIR.
Bu söylediklerimin delili var mı?
Var, hemde en büyük delilden yani Kuran-ı Kerimden.
Hemi de bire-bir, hemi de aşikarane, yani açık açık yüce kitabımızda Rabbimiz cc beyan etmiş.
Vakti olan tamamını linkten okusun, vakti dar olan aşağıdaki özeti okusun.
Meramımın ne olduğu anlaşılacaktır inşallah:
İspitçilere kızıp duruyoruz.
Asıl ispitçi ve HASEDCİLER; işaretleri kıranlardır.
Niye kırılıyor İşaretler...?
Bizden başkası görmesin, uğraşmasın, almasın diye...
Sanki çözecekler,
Sanki basit işler bu işler.
HZ. MUSA VE HZ. HIZIR KISSASI
Konunun tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Kurda tekrar edilen Hz. Musa ve Hz. Hızır hadisesi nedir? | Sorularla İslamiyet
........
Kasaba halkının Hz. Musa ve Hz. Hızır’ı konuklamaktan kaçınmaları:
"(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki: 'Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin.'" (Kehf, 18/77)
Yollarına devam eden Hz. Musa ve Hz. Hızır, girdikleri kasabada güzellikle karşılanmamışlardır.
Bu karşılamadan yaptıkları yolculuğun çok zorlu bir yolculuk olduğu anlaşılmaktadır.
Çünkü kasaba halkı onları konuklamaktan, hatta onlara yemek vermekten dahi kaçınmıştır.
Bu ayette Allah, doğruyu ve faydalı ilmi bulmak için her türlü zorluğa talip olunmasının makbuliyetine işaret etmektedir. Hz. Musa da Hz. Hızır ile birlikte olabilmek, onun ilminden istifade edebilmek ve öğütlerinden faydalanabilmek için her türlü zorluğa razıdır. Bu tüm inananlar için de bir öğüt niteliğindedir. Müslümanlar da benzer bir durumla karşılaştıklarında aynı kararlılığı ve güzel ahlakı göstermelidirler.
Ayette ayrıca Hz. Hızır'ın son derece yetenekli, maharetli ve süratli bir kimse olduğuna işaret edilmektedir. Bu, hem daha önce gemiyi içindekilere hiç sezdirmeden tahrip edebilmesinden, hem de duvarı inşa ederken yaptığı işin hızından ve dayanıklılığından anlaşılmaktadır. Allah ayetinde "hemen onu inşa etti" diye bildirerek bu hıza ve tecrübeye işaret etmiştir. Ayrıca Hz. Hızır, gemiyi delerken de çok büyük bir hüner göstermiştir. Gemiyi tahrip etmemiş, sadece birkaç küçük hasarla, karşı tarafın beğenmeyeceği bir hale getirmiştir. Buradan Hz. Hızır'ın duvarın ve geminin yapıldığı malzemeye tam bir hakimiyeti olduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Hızır’ın öksüz çocuklara ait olan duvarı inşa etmesinin hikmeti:
"Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."(Kehf, 18/82)
Hz. Hızır İslam ahlakının bir gereği olarak yetim çocukların geleceğini düşünmekte ve onlar için çok önemli bir yatırım yapmaktadır. Eğer Hz. Hızır duvarı tamir etmeseydi, duvar yıkılıp yetim çocukların babalarına ait hazine ortaya çıkacak, çocukların malları da zalim kimseler tarafından yağmalanacaktı. İşte bu nedenle Hz. Hızır hazine için, çocuklar ergenliğe erişinceye kadar korunup, gizlenebilecek sağlam bir yer yapmış, onların gelecekleri için önemli bir tedbir almıştır.
Ayette ayrıca Hz. Hızır'ın "Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım" dediğine dikkat çekilmektedir. Bu, daha önce de vurguladığımız gibi, her şeyi yapanın Allah olduğunu, her şeyin kaderde olup bittiğini bildiğini gösteren bir konuşmadır. Hz. Hızır hiçbir kararı kendi dilemesiyle yapmadığını en güzel şekilde ifade etmektedir.
Son düzenleme: