Tarihi Büyük buluş

gizemli 34

Bilgili Üye
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
263
Tepkime puanı
253
Puanları
9
Kayseri’deki 4.000 Yıllık Tabletlerle Kayıp Antik Kentleri Bulmak

Kayseri, Kültepe’de bulunan 4.000 yıllık tabletler, Anadolu’da henüz keşfedilememiş antik kentlerin yerlerinin bulunmasına yardımcı oluyor.

Güçlü, şehirlerarası bir ticaret ağına dair ele geçirilen en erken bulgular orta Anadolu’da, tarihi Bronz Çağ’a kadar uzanan Kaniş (Kültepe) kentinden çıkarılan binlerce kil tabletten oluşuyor.

Bu canlı şehir MÖ 2000’den 1750 dolaylarına kadar günümüz Irak’ının 1100 kilometre güneydoğusuna uzanan bir Asur kenti olan Aşur’dan gelen çok sayıda yabancı tüccara ev sahipliği yapmıştı. MÖ 3. binyılın sonlarında, Aşur kralı ticaret üzerindeki devlet tekelini kaldırarak, kuzeye, Anadolu’nun kalbine, en az 27 şehir devletinde mallarının karşılığında gümüş ve altın külçeler almak üzere, deve kervanlarıyla lüks kumaşlar ve kalay taşınması yolunda tüccarların önünü açmıştı.

Bu girişimciler Kaniş’teki hususi arşivlerinde üzerlerinde nakliye ve muhasebe kayıtlarının yanı sıra iş mektupları ve anlaşmaların da yazılı olduğu kil tabletler oluşturmuş ve bunları saklamıştı. Büyük bir yangın, tüccarlara ait evleri yok etmiş, ancak İtalyan Rönesans’ının tüccar odaları arşivlerini ortaya çıkarana kadar eşi benzeri bulunmayan detaylarıyla bizlere döneme dair yoğun bilgiler sunan bu kil tabletleri pişirerek daha da sağlamlaştırmıştı.

Harvard Üniversitesi’nden Assurolog Gojko Barjamovic, bu canlı ticaret sistemini yeniden oluşturmak adına tabletlerde yazılı bilgileri analiz etmek için matematiksel modellerin kullanımında Virginia Üniversitesi’nden Kerem A. Coşar’ın da aralarında bulunduğu bir grup ekonomistle iş birliği yapmakta. Bu iş için oluşturulan araştırma ekibi, belgelerin detaylı yapısı sayesinde, tabletlerde bahsedilen fakat coğrafi konumları belirlenememiş 11 “kayıp” şehrin yerlerini tahmin edebilmek için kullandı.

Barjamovic Kaniş tabletleri üzerinde uzun süreli incelemeler gerçekleştirmiş, ticaret yollarını irdelemek ve söz konusu kayıp şehirlerin konumlarını belirlemek için geleneksel tarihi yöntemler kullandı.

Barjamovic konu hakkında “Bölgeye hâkim olmak adına tüm orta Anadolu’yu dolaştım. Hatta kasabalarda yaşlı kimselere modern yollar yapılmadan önce ticaret yollarının nerede olduğunu dahi sordum.” diyor.
Barjamovic şu an Coşar ve diğer iki ekonomistle birlikte çekim modeli olarak bilinen bir ekonomik konsepte dayanan niceliksel yöntemler kullanarak tabletleri analiz etmeye devam ediyor.

İlk olarak 1960’lara geliştirilen çekim modeli, şaşırtıcı bir şekilde Newton’un iki parçacığın kütlelerine ve aralarındaki mesafeye bağlı olarak birbirlerine çekim uyguladığı evrensel kütle çekim yasasına dayanıyor. Bu yasa, 19. yüzyılın ortalarında Uranüs’ün yörüngesinde gözlemlenmiş bir anormalliğe dayanarak Neptün’ün varlığını kanıtlamak ve konumunu belirlemek için kullanılmıştı.

Söz konusu konseptin yeni bir uygulamasında, günümüz ekonomistleri ekonomik birimler arasındaki ticari ilişkileri konumlandırmak için, bu birimlerin boyutlarına ve aralarındaki mesafeye dayanarak çekim modelini kullanıyor. Coşar araştırmalarına ilişkin “Bu yöntemle şehirler veya devletler arasındaki ticaret akışlarını %80’lik bir doğruluk oranıyla tahmin edebileceğiz.” diyor.

Araştırma ekibi işe üzerlerinde iki veya daha fazla şehir arasındaki seyahat güzergahlarından da bahsedilen 2.806 tableti temizleyerek başladı, daha sonra farklı merkezler arasındaki ticaret akışını tahmin etmek için çekim modeline dayanan denklemler oluşturdu.

Coşar devam eden çalışmalara dair, “Kaniş ’in ve diğer belirli şehirlerin nerede olduğunu biliyoruz. Kayıp bir şehrin bilinen bir şehirle ne denli etkileşimde bulunduğuna dayanarak bu şehirler arasındaki mesafeyi ve bunların ekonomik boyutlarını tahmin edebiliriz.” diyor.

Çekim modeli kullanılarak, kayıp şehirlerin yaklaşık 32 kilometrelik bir yarıçap içerisinde konumlandığı tahmin ediliyor. Birçok durumda, ekibin tahminleri tarihçiler tarafından ortaya atılan önerileriyle uyuşuyor.

Şaşırtıcı bir şekilde, şehirlerin ekonomik boyutları aynı zamanda günümüzde Türkiye’nin aynı bölgelerinde yer alan şehirlerin nüfuslarının ve gelirlerinin tahmin edilmesinde de kullanılabiliyor. Görünüşe bakılırsa, bir şehrin uzun vadedeki başarısının anahtarı, doğal ticaret yolları üzerindeki konumunda yatıyor, en azından 4.000 yıl önce bir tanesininki böyleydi.Ekli dosyayı görüntüle 280335Ekli dosyayı görüntüle 280336Ekli dosyayı görüntüle 280337Ekli dosyayı görüntüle 280338Ekli dosyayı görüntüle 280339
 

Mal bulanındır

BELKIDE INSANLARIN ELINDE KALAN SON SEY UMUTLARIDI
Katılım
27 Nis 2018
Mesajlar
7,967
Tepkime puanı
9,648
Puanları
23
Konum
Yaşamın olduğu her yer
Guzel mevzu olmus
Yanliz kayip dedikleri antik kentlerin cogu meskun mahal ve toplu konut buyuk parklarin altinda kaldi ulasmak imkansiz artik bi kismida deniz ve baraj golleri altinda kaldi
 
Üst